Türkçe de gol Kürtçe de gol..
Karşınızda daha birkaç ay öncesine kadar Kürtçe soruları bile Türkçe yanıtlayan ama bugün TRTŞEŞ’te maç spikerliği yapan Yılmaz Aslan. Rüyasında görse inanmazdı Kürtçe maç sunup ‘gool’ diye bağıracağını !
“Hiç Kürtçe futbol sunumu yapacağınız aklınıza gelir miydi” sorusuna, “Rüyamda görseydim inanmazdım. On yıl önce söylenmiş olsaydı ‘dalga mı geçiyorsunuz’ derdim” diyen TRTŞEŞ’in futbol spikeri Yılmaz Aslan’la TRTŞEŞ’e giriş macerasını ve Kürtçe maç sunumu üzerine konuştuk.
Asıl mesleği haber spikerliği olan Yılmaz Aslan, 14 yıl boyunca radyo ve televizyonlarda program yapımcılığından, yönetmenliğe kadar her işi yapmış. Kamera ya da mikrofon karşısında inanılmaz zevk aldığını belirten Aslan’a, çiçeği burnundaki TRTŞEŞ’te futbol maçlarını Kürtçe olarak anlatan ilk spiker de diyebiliriz.
“İlk iki maçı seslendirmek için haber merkezinden bir arkadaşla stüdyoya girdik. Seslendirme sırasında TRT spor spikerlerinden Zafer Akyol koridordan geçerken sesimi duymuş olacak ki, gelip dinledi. ‘Tavsiyelerinize ihtiyacım var’ dedim. O da bana ‘Dalga mı geçiyorsun, bundan iyisi olamaz’ dedi. Kaseti, haber müdürüne teslim ettim. Karşı koridorda bir odaya girip kaseti izlemeye koyuldu. Görüntü aktıkça ses daha fazla açılmaya başladı. Oda kapısı hınca hınç dolmuştu. Tabiri caizse TRT ŞEŞ’te kıyamet kopmuştu” diye anlatıyor Yılmaz Aslan TRTŞEŞ’e giriş macerasını.
“Ben ki Kürtçe soruyu Türkçe cevaplayan...”
Aslında macera, Diyarbakır’a TRT ŞEŞ’ten seçmeler için bir ekibin gitmesiyle başlıyor. Bazı arkadaşları TRTŞEŞ’e müracaat edince Aslan da “Ben de haydi haydi yapabilirim” demiş. İlk seçmelerde başarısız olunca gramer dersi ve günde 10-15 saat arası yoğun bir çalışma programına giren Aslan, “10 günde 25 adet kitap ayrıca bir o kadar da gazete okudum. Her gün çözümleme yaptım. Hiç Kürtçe konuşmayan ben, hatta Kürtçe sorulara Türkçe cevaplar veren ben artık su gibi Kürtçe konuşmaya başlamıştım” diyor. Tekrar TRTŞEŞ şansını denemek isteyen Aslan; “Telefonla yaptığımız görüşmelerde Kürtçemi bu kadar ilerlettiğimi TRT ŞEŞ yönetimine inandıramadım. Amacım haber spikerliğiydi. Ses kaydı gönderdim. Süper dediler.”
“Kendi sesimi dinledim, şaştım”
“İlk defa ben de, üstelik kendi sesimden Kürtçe maç dinlemeye başladım. Bırakın Türkiye’yi Avrupa’da bile ilk defa profesyonel anlamda Kürtçe maç anlatımıyla tanışmıştı herkes. İki gün sonraki spor programında beş büyük takımın maçları benim sesimden ama Kürtçe yayınlandı” diyor Aslan.
Özellikle Milli, UEFA kupası gibi yabancı takımlarla oynanan maçları seslendirmek, uzun uzadıya “gooooooooooooool” diye bağırarak daha fazla heyecan katmak istediğini anlatan Aslan, sesini anında maksimumdan, minimuma indirebilmek, minimumdan da maksimuma çıkarmanın kendisine haz verdiğini söylüyor. Koyu bir taraftar olmasa da Fenerbahçeli olduğunu söyleyen Aslan’ın gönlünde Diyarbakırspor ile Muşspor yatıyor.
( Taraf/DİCLE BAŞTÜRK ) - 08.04.2009
“Hiç Kürtçe futbol sunumu yapacağınız aklınıza gelir miydi” sorusuna, “Rüyamda görseydim inanmazdım. On yıl önce söylenmiş olsaydı ‘dalga mı geçiyorsunuz’ derdim” diyen TRTŞEŞ’in futbol spikeri Yılmaz Aslan’la TRTŞEŞ’e giriş macerasını ve Kürtçe maç sunumu üzerine konuştuk.
Asıl mesleği haber spikerliği olan Yılmaz Aslan, 14 yıl boyunca radyo ve televizyonlarda program yapımcılığından, yönetmenliğe kadar her işi yapmış. Kamera ya da mikrofon karşısında inanılmaz zevk aldığını belirten Aslan’a, çiçeği burnundaki TRTŞEŞ’te futbol maçlarını Kürtçe olarak anlatan ilk spiker de diyebiliriz.
“İlk iki maçı seslendirmek için haber merkezinden bir arkadaşla stüdyoya girdik. Seslendirme sırasında TRT spor spikerlerinden Zafer Akyol koridordan geçerken sesimi duymuş olacak ki, gelip dinledi. ‘Tavsiyelerinize ihtiyacım var’ dedim. O da bana ‘Dalga mı geçiyorsun, bundan iyisi olamaz’ dedi. Kaseti, haber müdürüne teslim ettim. Karşı koridorda bir odaya girip kaseti izlemeye koyuldu. Görüntü aktıkça ses daha fazla açılmaya başladı. Oda kapısı hınca hınç dolmuştu. Tabiri caizse TRT ŞEŞ’te kıyamet kopmuştu” diye anlatıyor Yılmaz Aslan TRTŞEŞ’e giriş macerasını.
“Ben ki Kürtçe soruyu Türkçe cevaplayan...”
Aslında macera, Diyarbakır’a TRT ŞEŞ’ten seçmeler için bir ekibin gitmesiyle başlıyor. Bazı arkadaşları TRTŞEŞ’e müracaat edince Aslan da “Ben de haydi haydi yapabilirim” demiş. İlk seçmelerde başarısız olunca gramer dersi ve günde 10-15 saat arası yoğun bir çalışma programına giren Aslan, “10 günde 25 adet kitap ayrıca bir o kadar da gazete okudum. Her gün çözümleme yaptım. Hiç Kürtçe konuşmayan ben, hatta Kürtçe sorulara Türkçe cevaplar veren ben artık su gibi Kürtçe konuşmaya başlamıştım” diyor. Tekrar TRTŞEŞ şansını denemek isteyen Aslan; “Telefonla yaptığımız görüşmelerde Kürtçemi bu kadar ilerlettiğimi TRT ŞEŞ yönetimine inandıramadım. Amacım haber spikerliğiydi. Ses kaydı gönderdim. Süper dediler.”
“Kendi sesimi dinledim, şaştım”
“İlk defa ben de, üstelik kendi sesimden Kürtçe maç dinlemeye başladım. Bırakın Türkiye’yi Avrupa’da bile ilk defa profesyonel anlamda Kürtçe maç anlatımıyla tanışmıştı herkes. İki gün sonraki spor programında beş büyük takımın maçları benim sesimden ama Kürtçe yayınlandı” diyor Aslan.
Özellikle Milli, UEFA kupası gibi yabancı takımlarla oynanan maçları seslendirmek, uzun uzadıya “gooooooooooooool” diye bağırarak daha fazla heyecan katmak istediğini anlatan Aslan, sesini anında maksimumdan, minimuma indirebilmek, minimumdan da maksimuma çıkarmanın kendisine haz verdiğini söylüyor. Koyu bir taraftar olmasa da Fenerbahçeli olduğunu söyleyen Aslan’ın gönlünde Diyarbakırspor ile Muşspor yatıyor.
( Taraf/DİCLE BAŞTÜRK ) - 08.04.2009
Post a Comment