Header Ads

Baydemir’den Diyarbakırspor’a Şans Öpücüğü!

Çok az şehir takımı vardır ki, taraftarı, şehrin kimliğini bu denli şehrin spor dâhil kurumlarına yansıtsın. Bunu Diyarbakırspor'la ilgili daha önce de yazdığım yazılarda hep dile getirdim, bir kez daha dile getirmiş olmam önemini eksiltmez. 

Hadi size itiraf edeyim! Otuz yıldan fazla bir zamandır Diyarbakırspor’un hiçbir maçına gitmemiştim. Bunun birkaç nedeni vardı. Birini paylaşayım. Bizim gibi demokrasi kültürü “emekleme” çağında olan ülkelerde futbolun olabildiğince uyutma yöntemi olarak kullanılması, uzak duruşumun başında gelir. Uzak durmama, maçlara gitmememe rağmen Diyarbakırsporla ilgili yaşananları izlemekten uzak durmadığımı da belirtmemde yarar var. Diyarbakırsporlular ve taraftarlar her deplasman maçında “PKK dışarı” denilerek “infaz edilmeye” kalkıldığında acı duyanların başında geldim. 

Hep, iki şeyi düşündüm. Diyarbakırspora sahip çıkmak gerek. Çünkü Diyarbakır’ın adı siyasal manada alternatif muhalif bir şehir! Bu ad sporda da layık olduğu yere gelmeli. Bu nedenle Diyarbakırspor şehrin ve coğrafyanın sahipleri tarafından sahiplenilmeyi elbette hak ediyor. İkinci etken de şu ki; Diyarbakırspor’da sahiplenilmeyi hak etmeli. İşte bu haleti ruhiye, beni uzaktan da olsa Diyarbakırspor ilgilisi yaptı. 

6 Nisan akşamı Diyarbakır’da ilk defa bir gece maçı izledim. Diyarbakırsporun Karşıyaka’yı 2-0 mağlup ettiği maç. 

Garip bir hâl söz konusu! Önce birkaç gözlemim. Lig takımlarının hemen hepsinin formalarında reklam olduğu halde Diyarbakırsporlu futbolcuların formalarında neden reklam yok! Aleni bir soru? Yoksa reklam verenler Diyarbakır’ın siyasal kimliği nedeniyle ürünlerinin adına da “halel” gelir diye mi korkuyorlar. Stadyumdaki çepeçevre ilan panoları da boş! Oysa bu denli seyirci ve taraftar ilgilisi olan bir takımın maç yaptığı yerel sahada ilan panoları için üretici firmalar reklam yeri kapmak için sıraya girmeliydi… 

Doğrusu sadece koltuk sayısına bakılarak onbeş bin, ama o tıklım tıkış haliyle en az yirmi bin insanın Diyarbakır stadını doldurduğu gece, üstelik bir özel televizyon kanalının maçı naklen yayınlamasına rağmen taraftarın yoğun ilgisi çok şeyin üzerindeydi. 

Maçı Türkiye Spor Yazarları Derneğinin Diyarbakır Temsilcisi ve Diyarbakırspor Tarihini yazıp şehre ve spor kamuoyuna armağan eden gazeteci İbrahim Ateşoğlu ve Diyarbakır’ın 60 yıllık yerel gazetesi Yeniyurt’un Başyazarı İbrahim Evirgen’le birlikte izledim. ‘İşte şu dakikada şöyle bir atak oldu, filanca dakikada gol geldi, şöyle bir fırsat kaçırıldı’ gibi işin teknik anlatımlarına girmeyeceğim. Bunlar spor yazarlarının işi olmalı. Heyecan verici, coşkulu, takımına da, şehrine de, şehrinin değerlerine de yerinde ve zamanında sahip çıkan çok disipline olmuş, nerede ve nasıl tavır koymayı, hep bir ağızdan dile getirmeyi bilen ve vücut dilini çok iyi kullanan bir taraftar kitlesi, sporcularıyla, yönetimiyle takımı (Diyarbakırsporu) hak ettiği yere taşıyacak eminim. 

Maç başlamadan önce, kentin ikinci dönem (2009-2014) yeniden büyük bir oy oranı ile (%66) seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in soyunma odasında futbolculara ifade ettiği sözler manidardı. Belki bu sözleri herhangi bir politikacı seçim öncesi söyleseydi bu denli anlamlı olmayabilirdi, en fazla “seçim yatırımı” gibi telakki edilir ve geçilirdi. Ama seçim kazanmış bir siyasal lider telaffuz edince anlamı büyüktü: “Yirmi bin yürek başarınızı bekliyor. Yeni bir sayfa açtık, Diyarbakırspor bu yeni sayfanın en başında yer alıyor. Bundan asla hiçbirinizin şüphesi olmasın. Biz buradayız. Yirmi bin yürek de yanınızda…” 

Stat, bu mesajın farkındaydı. Farkındaydı ki; “O” harfini uzatarak “Osman Başkan” deyip slogan atmaları ve “Diyarbakır seninle gurur duyuyor” demeleri boşuna değildi. Belki de yakın zamanlara dek genellikle telaffuz edilen “devlet destekli takım” imajını yansıtan Diyarbakırspora, artık yeni sahipleri olduğunun vurgulu bir ifadesiydi taraftarın sesi. En etkileyici olanı da bir Kürt Marşı olan Herne pêş’ın ıslıkla bütün bir stat olarak tempolu söylenişiydi… 

Diyarbakırspor 6 Nisan 2009 Pazartesi akşamı Karşıyaka karşısında 2-0 galip gelerek kanımca bir maç galibiyetinden öte bir tarih yazıcılığına daha soyundu. Şehrin aynı gün en az 40 billboardında Osman Baydemir imzalı Diyarbakırspora destek çağrısı. 

Velhasılı kelam, ligin bitmesine beş hafta kala, 1968 yılında Diyarbakır’ın iki amatör kulübünün birer rengini (kırmızı ve yeşil) alıp bugünlere taşıyan takım; bütün bir şehir kamuoyunca 40. Yılında 6. Şampiyonluğa erken merhaba dedi. Bizler de naçizane bu yakın geleceğe erken tanıklık ettik… 

Maç sonrası büyük taraftar kitlesinin şehrin ana arteri Ekinciler Caddesindeki gösterisi bir erken karnaval havasındaydı. Daha bir hafta önce 29 Mart akşamı sarı, yeşil ve kırmızının ahengi siyaseten şehri kuşatmışken, bu defa Diyarbakırsporun iki rengi kırmızı ve yeşil hükmünü okutuyordu. Aynı şehrin aynı insanları tarafından şehrin bir de böyle bir sahiplenmeci yüzü var diyerek… 

Şeyhmus DİKEN/ Bianet/ 09-04-2009

not: bu yazı blogumuzun 300. girişidir. Nice 300'lere!

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.