Header Ads

Trabzonspor üzerine bir yorum..

' (..)Trabzonspor da, Gökhan Ünal’ın golcülük yeteneğini onarması sayesinde ortak oldu zirveye. Bu sezon yığınla ‘temiz’ futbolsever, Bordo-Mavinin şampiyon olmasını diliyor. Şahane bir top oynadıkları için falan değil. Hem, Üç İstanbullu’nun Trabzonspor’a ‘bile’ çeyrek asırdır sıra vermeyen hegemonyası, bari yine aynı yerden!-, çatlasın diye. Hem de, Trabzonpor’un halihazır teknik ve idarî yönetiminin sağduyulu, sükûnetli ve neşeli halinden tavrından ötürü. Sadri Şener’in nekreliğiyle simgelenen bu hal ve tavır, Trabzon’un nicedir linçlerle ve ırkçı fanatizmin tezahürleriyle puslanmış havasını biraz dağıtabilir, ümidiyle. Hakan Kulaçoğlu’nun geçen hafta Fotomaç’ta kullandığı ifadeyle, “Kentin gençlerine biçilen ağır abilik, kabadayılık rolüne karşı, kendine beyefendiliği, ağırbaşlılığı yakıştıran” bir duruş. Başlı başına kıymet taşıyan bir “misyon”dan söz ediyoruz; ayrıca, bu tavır ve ruh hali değişikliği, galiba sahadaki başarının da koşulu. Trabzonspor yönetimi, geçen hafta maruz kaldığı hakem hatalarına tepki gösterirken, o ufûnet de can-ı gönülden kabarma fırsatı buldu. Hafta içinde düzenlenen protesto gösterisinde, ‘Ermeni’yi küfür ‘soykırım’ı tehdit sözü olarak kullanan ırkçı sloganlar atıldı; Hrant Dink cinayetini imâlı övgüsünü içeren pankartı organizasyon komitesi son anda kaldırtma lütfunda bulundu. “Ölçü kaçtı, şık olmadı”yla geçiştirilemeyecek bir vahametti, bu.
Trabzonspor yönetimi, belki bu tazyiklerden tedirgin olarak, daha kontrollü bir protesto üslûbuna yöneldi. Ama o müstehcen sloganlar açıkça kınanıp reddedilmedikçe, gönlümüz puslu kalacağı gibi, bordo-mavinin ufûneti de dağılmayacak. Bu satırları tamamlarken, Samet Aybaba’nın “Bu ülkenin insanları beni bir Arap’a tercih etti” sözü düşüyor ajanslara.
Bir puslu söz daha...
Bu arada, Avni Aker’deki kolay penaltı, Federasyon’un eski gönül alma metodlarına döndüğünün işareti değildir umarız.''

not: tanıl bora/23-12-2008/radikal

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.