Header Ads

Ruhu Yetti: Çarşı


Başından itibaren gezi direnişinin kahramanları arasında gösterildiler. Şimdi de suç örgütü olmakla itham ediliyorlar. Olayların en sıcak olduğu günlerde Çarşı’yı anlamak için bir Beşiktaş turuna çıktık. Sonrasında bu yazı yazılana kadar pek çok şey oldu. Ama bizim Çarşı’yla ilgili olumlu kanaatimiz baki kaldı.

Beşiktaş’ta kübik kartal heykeline bakan Kartal Kokoreç’teyiz. Ve şöyle şeyler söyleniyor: “Kaç çocuk yapacağımızı söyleyeceksin, nerede ne içeceğimizi söyleyeceksin, dizilere karışacak, ne izleyeceğimizi söyleyeceksin. E yeter yahu. Siyasetçi olarak uğraştığın şeye bak. Detay bunlar. Üstüne de gelip çocukların çadırlarını yıkıyorsun.”

Gezi Parkı’na henüz son büyük müdahale yapılmamış. Direniş parkın içiyle sınırlı. Katılımcıların hepsi biraz sakinlemiş, ateşkesin ve dinlenmenin tadını çıkarıyor. Kokoreç yiyen Beşiktaşlıların az ilerisinde pilav kaşıklayan Çevik Kuvvet polisleri var. İki gün önce gaz yağmuruna tuttukları ve iki gün sonra tekrar tüm güçleriyle üzerine saldıracakları insanlarla yan yana takılıyorlar.

Bir süredir karakoldan çıkmayan mavi gömlekliler de onlarla beraber salınarak gezerken, bizim konu başlığımız Çarşı’nın farkı. “Bu semtin kuzeyi Ortaköy, batısı Nişantaşı, güneyi Taksim. Türkiye’de bir moda doğsa, bir akım gelse ilk bu semte geliyor. Bu semtin kokoreçcisinde şu müzik çalıyor (O anda Deep Purple’dan Perfect Strangers çalmakta). Demek ki buranın insanı böyle bir insan. Bu da kendisini Türkiye’deki diğer tribünlerden farklı bir yerde tanımlamasını sağlıyor” deniyor.

Peki Çarşı kim? Genel cevap: “Çarşı adına konuşabilecek iki buçuk adam vardır. Cem abi (Yakışkan), Ayhan abi (Güngör/Ankaralı Ayhan), yarım da Alen (Markaryan). Yaşasaydı Optik Başkan konuşurdu elbette. Onlar dışında herkes ancak kendi bakış açısını söyleyebilir.”

Çarşı neden sahada, Beşiktaş neden direniyor?

Ertesi gün Köyiçi’nde Cem Yakışkan ve Ayhan Güngör’ün karşısında oturuyoruz. Bu aralar herkes onlarla röportaj yapmak için sırada; “Çikolata erkekleri out, Çarşı erkekleri in” kampanyaları var, İstanbul’un tamamı ve Türkiye’nin büyük kısmı onları tanıyor ve çok seviyor. İki gün sonra polis Gezi Parkı’nı zor kullanarak dağıtacak, ondan da bir gün sonra Cem Yakışkan ve dört arkadaşı gözaltına alınıp suç örgütü kurmakla suçlanacaklar. O zaman da Çarşı’dan bir arkadaşımızın söylediği “Biz bunu 7-8 yıldır yaşıyoruz. Çarşı bir anda ülkenin en sevilen şeyine dönüşür, sonra bir olay anında tinerci ilan ediliriz. Şimdi bunlar güzel günler değil mi? Yok Çarşı’dan evleneceğim, yok bilmem ne” demiş ve eklemişti: “Şimdi yarın öbür gün lig açılır, yine tinerci oluruz. Git o tinercilerin başındaki serseriyi al, derler. Bursa maçından sonra kavga çıktı. Geldiler Cem abiyi aldılar. Adam ne orada, ne haberi var...”

(Mehmet İren / Onur Erdem)
Yazının devamı GQ Türkiye Temmuz sayısında ve GQ Türkiye iPad edisyonunda...

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.