Tabii ki Barca..
Maçın mutlak hakimi son 10 dakikada maçı almasını bildi. Ramos'un ekibi üretkenlikten uzak bir futbol oynuyordu. 24 dakika Barca Madrid'i baskı altına aldı. İlk denemesi 24'te geldi Madrid'in Sneijder'in güzel volesiyle. Maçta yoğun baskı altına aldığı kalede Messi ve Henry Casillas'ı geçemedi bir türlü. İlk yarı bitmeye yakın maçın Madrid adına en iyi adamı olan Drenthe Valdes'in üzerine nişanlamasa ilk yarıyı önde bitirecekti Madrid. Etoo, Cannavaro ve Metzelder tarafından etkisiz hale getirildi. İkinci yarı ise Barca yine oyundaydı, Madrid ise savunmada kalıyor topu ceza sahası çevresinde sıkıştırıp, kovuşturmakla yetiniyordu. Salgado'nun Bousget'e yaptığı harekete verilen penaltıyı Etoo ağlara gönderemiyor, Casillas'ın verdiği moralle kıpırdanmaya çalışan Madrid'in soluğu erken kesiliyordu. Toure, Xavi ve Gudjohnsen üçlüsünün çevirdiği top sayısını hesaplamak için hesap makinesi gerekiyordu.
Guardiola Messi'yi kanattan içeriye yönlendirdiği vakit iyice baskısını arttıran Barca'nın golü bir korner sonrasında geliyordu. Kaptan Puyol Cannavaro ve Metzelder'i havada yıkıp topa vurunca o topun sadece birisine çarpması gol olmasına yetiyordu. Etoo Casillas'ı çok basit bir şekilde avladı. Son noktayı ise Drenthe'nin ilk yarıda girdiği mutlak gol pozisyonuna benzer bir pozisyonda, kalitesini göstererek topu havalandıran Messi koyuyordu. Barcelona maçı baştan sona hak ederken, Ramos elindeki kadronun verimsiz olduğunu Zenit'e bakarak değil de Barca'ya bakarak anlamıştır sanırız. Maçın adamı ise bence Puyol'du.
Post a Comment