Header Ads

Ankaragücü tarihe mi gömülmek isteniyor?

2010 yılında 100. yılını kutlayacak olan bir kulüp. Mazisinde çok fazla başarı, çok fazla kupa yok. İyi futbolcular yetiştirmişliği ve Ankaralı tribün sevdalıları ortaya çıkarmışlığı var sadece. Aslına bakılırsa kulübün adının başındaki MKE yani Makina Kimya Endüstrisi bile bu kulübe mesafeli durmaya yol açar. Militarist bir sistemin şiddet araçları üreten bir kurumunun takımına ancak kuşku ve korku dolu gözlerle bakılır, herhangi bir sempati geliştirilemez. Ayrıca 12 Eylül darbecilerinden de kıyak çekilmişliği vardır. 1. lige çıkarılması için yapılan statü değişikliği gibi. Yani varoluşu değilse bile sonradan gelişiminde de oldukça falsosu olan bir kulüpten bahsediyoruz. Amma velakin bu kulüp bir vaka ve bundan ötürü de bir saygıyı hak ediyor. Bu hak edişe de çok sevdiğimiz (!) belediye başkanı Melih Gökçek ve onun hınzır ve işbilen oğlu Osman Gökçek'in bir payı eklendi bugünlerde. Baba Gökçek'i biliyorsunuz. Ankaraspor gibi bir takımı yaratıklandırıp milyonlarca lirayı ona yatıran ve Hazine'ye en fazla borcu olan belediyenin başkanı. Oğul Gökçek de işbitirme duygusu geliştiğinden genç yaşında oldukça varlık edinebilmiş, siyaset arenasına girmek için can atan ve bu uğurda da futbolu kullanan Ankaraspor başkanı. Baba-oğul Gökçekler'in yeni planı oğulun Çankaya, babanın da Ankara'nın belediye başkanı olması. Buna girmeyelim isterseniz çünkü bunu ne kadar istediğimi ifade edecek kelime (!) bulamıyorum. Gökçekgillerin yeni planı Ankaragücü'nü ele geçirip oğlunun bu tarihi kulübe başkan olması ve burada at koşturaraktan, Türkiye'deki garip futbol-siyaset ilişkisinden yararlanıp güzel bir kariyer yaratmak. Ankaragücü ile birleşme gibi ulvi bir emeli olan Gökçeklerin bu birleşme sonrasında yapay Ankaraspor'luların da desteği ile kulübü ele geçireceği aşikar. Ankaraspor da duruma göre ya siyasi bir hedefle başka bir ligin şehir takımı haline gelecek ya da lig haklarını bir para babasına satıp paraya tahvil edilecek. Ankaragücü gayet iyi gidiyordu son haftalarda; Ünal Karaman'la bir istikrar kazanmışlardı ama önce bazı taraftar grupları bağırtılmaya başlandı hem de mavi-beyaz yani Ankaraspor'un renkleriyle yazılmış 'yönetim istifa' pankartı açarak sonra da neden yokken Gökçek'in de bir zaman içinde bulunduğu milliyetçi camianın bir diğer sempatizanı olan Karaman istifa etti. Ardından kendisinden pek de hazmetmediğim ama ehveni şer olarak yönetici kalması gereken başkan Aydın istifa etti. Kulübün ne olacağı nereye gittiği belli değil. Gökçekgiller seçim dönemine kadar kulüple uğraşacaktır ama olan da yine bu yüzyıllık çınara olacaktır. Karmaşa ve kaos Ankaragücünün köklerinin çürümesine ve -nice efsane kulübe olduğu gibi- futbol sahnesinden çekilmesine neden olabilir.

ekleme: ankaragücü 1. lige çıkarıldığı sene statü değiştirilmiş, lig 17 takımlı yapılmış ve türkiye kupası sahibi olanlar 1. lige çıkar ibaresi getirilmiştir. yani basbayağı ankaragücü'nün 1. lige çıkarılması için yasa, kanun her neyse değiştirilmiştir. o sene ankaragücü ikinci lig b grubunu 42 puanla ve averajla 2. sırada bitirdiğini de ekleyelim. yani takım bir şekilde hak edecek sonuçları almış ama iş garantiye bizzat darbe yönetimin getirdiği yönetim sayesinde alınmış.

4 yorum:

  1. korkunc bir adam bu osman da melih de.. ankaralilara allah sabir versin vallahi. inanilmaz bir bela ankara'nin üzerinde

    YanıtlaSil
  2. bir ankaralı olarak herkesin sabır dileklerini kabul ederek söze başlıyorum:)

    ama ankaragücü de hayli şiddet ve şike yanlısı bir kulüp, tarihe gömülürse ankaralı futbolseverler çok sevinecektir. bakınız; bursa dışında deplasmana gelen her takımla kavga çıkarıyor, sokakları savaş alanına çeviriyor. tam düşmüşken kenan evren tarafından ligde tutulması bir yana, futbola kattığından çok futboldan götürdüğü olan bir takımın ligde süper ligde kalması doğru değil. ben ebesinin anına kadar düşmesi taraftarıyım.

    ankara takımlarına gelirsek; ankaraspor belediye takımı ve bilet satmadan stadı doldurduğu biliniyor herkes tarafından. belediye takımlarının ne kadar gereksiz olduğunu açıklamama lüzum yok sanırım. hacettepe ve gençlerbirliği ise kuralları ihlal ederek bir sezon boyunca aynı ligde oynamış kimse bir şey dememiştir, fakat iki takımın da futbola, süper lige katkıları çok büyüktür. o yüzden başkent için sadece hacettepe ve gençler ligde kalsa iyi olur. of ne yazı yazdım lan uzun oldu. sevgi saygı benden. tamam kapatın şimdi.

    YanıtlaSil
  3. Ankaragücü 100 yıllık bir çınardır. Onu tarihe gömmek isteyen istanbul zihniyeti şahıslar tarihte yok olup gitmeye mahkumdurlar. Biz Ankaragücü tarftarları var olduğumuz sürece Ankaragücümüze elimizden geldiği kadar sahip çıkacağızdır. Cemal Aydın Aziz Yıldırım Y.Demirören gibi adamlar futboldan uzaklaştırlmadı sürecede Kimse anadolu klüplerinden şampiyonluk beklemesin

    YanıtlaSil
  4. şimdi burada bize de hakaret edilmiş. öncelikle bunu sahibine iade edelim. sonra da şu ankaragücünün 1. lige çıkarıılmadığı hikayesine geçelim. öncelikle arkadaşımız üslubu ile cevabı hak etmese de bilgi verelim o da öğrensin. yazık cidden yazık.

    'Beden Terbiyesi Genel Müdürü Yücel Seçkiner, ne zaman Kenan Evren’in yanına gitse Ankaragücü konusunu duyuyordu. Evren Paşa, birçok kez Ankaragücü’nün 1. Lig’e çıkması için ne yapılması gerektiğini sormuştu. Emir verilerek bu işin yapılamayacağını bilen Evren, Ankaragücü’nü direkt 1. Lig’e çıkardıkları takdirde “Balıkesirliler de 1. Lig’de oynamak isterse ne yaparız?” diye düşünüyordu. Yakın zamanda Türkiye Kupası finali vardı. Seçkiner’in aklına kupayı kazanan takıma hangi ligde olursa olsun 1. Lig’de oynama hakkı tanınsın fikri gelmişti. Bunun alt liglerdeki takımlara da teşvik oluşturacağı düşünülüyordu. Ankaragücü de finalde Boluspor’u yenerek kupayı kazandı. Bu, yönetmeliğe işlendi. Yönetmelik sadece Ankaragücü için de geçerli değildi. Amatör kümeden biri gelip kupayı kazansa da 1. Lig’e çıkabilecekti. Evren, Ankaragücü’nün Devlet Başkanlığı Kupası’nı almasını da çok istiyordu. Kupayı kazansınlar da kararımız sağlam olsun diyordu. Başkentin Sarı-Lacivertli ekibi, Trabzonspor’u yenerek Devlet Başkanlığı Kupası’nı da müzesine götürmüştü. Ankaragücü’nün dâhil olmasıyla 1. Lig’in statüsü değiştirilerek 16 takımdan 17 takıma çıkarılmıştı. Başkentin sarı-lacivertli ekibi, Evren tarafından 1. Lig’e çıkarıldıktan sonra hiç küme düşmedi.


    Adil Eriç*: TÜRKİYE KUPASI’NI EVREN’E HEDİYE ETTİK!

    Darbe olduğunda Ankara Tandoğan’da kamptaydık. Dışarıda tanklar falan vardı. Askerlerden izin alarak evlerimize gitmiştik. Ankara Valisi Mustafa Gönül’ün Kenan Evren’le arası iyiydi. Ankara’nın 1. Lig’de takımı olmamasını Evren’e sürekli hatırlatıyordu. Ankaragücü’nün 1. Lig’e çıkması için bir şeyler yaptılar; ama biz de hak etmiştik. 2. Lig’deydik ve Türkiye Kupası’nda bileğimizin hakkıyla finale kadar yükselmiştik. Kupayı kazanınca 1. Lig sevinci yaşadık. Türkiye Kupası’nı kazanıp Bolu’dan dönüşte kupayı Kenan Evren’e götürüp hediye ettik. Evren Paşa, Devlet Başkanlığı Kupası’nı da istediğini söyledi. Hatta Avrupa’da başarılar beklediğini söyleyince epey gülüşmüştük.

    *Evren’in elinden kupa kaldıran Ankaragücülü kaleci'

    kaynak:http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=31203

    şimdi bu satırları okuduktan sonra anlamıştır mevzuyu. önemli olan hak etme meselesi değildir. o sene ankaragücü 2. ligden düşse bile 1. lige çıkarılacaktır. ikincisi ligde statü değişkliği yapılarak da bu iyice desteklenmiştir.
    şimdi söyle bakalım gibi akılsız? kim tarihten bihaber? lütfen yorum yapacaksanız adam akıllı yorum yapın. ankaragücüne destek için yazılmış bir yazının üslubuna bir bakın sonra da sizin fanatik hakaretlerinize. önce özür dileyin sonra da yorumunuzu kendiniz silin. yoksa ben hem yanlış bilgiden hem hakaretten silicem.

    kitlelerin afyonu yöneticisi

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.