Header Ads

Bir Devrimcinin Portresi: Eric Cantona

Cantona’nın ‘ekran yüzü’ olduğu “Bankrun” kampanyasını gördünüz, değil mi? 7 Aralık’ta bankalardan paralarını çekmeyi ve kapitalizme sağlam bir gol atmayı planlıyorlar. Başarılı olurlar mı, bilmem. Ama denemeye değer gibi. Bu son icraatı da gösteriyor ki, Cantona başka bir adam. Ondan daha yeteneklisini çok gördük. Valdano ve Thuram gibi ondan daha entelektüel futbolcu da var. Ama onun kadar devrimcisini, vecize yumurtlayanını bulmak zor. İngiltere’de bir laf var: “Neden 1966 yılı İngiltere’de bir futbol devrimini işaret eder: Hayır Dünya Kupası’nı kazandığımız için değil, Cantona doğduğu için.” Alın size birkaç alıntı Eric’ten:

* Gerçeği göstermenin, kendi gizemimi aydınlatmanın soyut yollarını arıyorum.
* Her zaman oynayıp kaybetmeyi tercih ederim. En sonunda kazanacağımı bilerek…
* Aktif futbolu bıraktığım gün, bu oyunu sevmeye başladım.
* Sadece yaşadığım için değil, hatıralar üzerine kurulu bir hayat kurabildiğim için de gururluyum.
* Sinema da futbol gibi. İyi performans gösteremeyince kaybediyorsunuz.
* Umarım öbür tarafta bana da takımında yer ayırır. Tanrı’dan değil, George Best’ten bahsediyorum.
* ‘Enerjik ve isyankâr Manchester taraftarını seviyorum. Bu şehrin kapalı kapılarının arkası futbol aşkı, eğlence ve müzikle dolu.’
* ‘Sokrates insanın kendisini sorgulamasını söyler. Cevaplarla ilgilenmez, çünkü aslolan soru sormaktır.’
Acaba hiç önümüzdeki maçlara bakmamış mı bu adam? Ya da en çok bu taraftar için üzülmemiş mi? Hiç değilse puan ya da puanlar alsaydı. İyi olan da mı kazanmasın sevgili Eric? Ben Cantona’nın bu sözlerini büyük taraftarımıza armağan etmek istiyorum. Top yuvarlaktır sonuçta.

yazı: bağış erten/radikal
görsel:itüsözlük'ten alınmıştır.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.