Naklen yayında bölme hesabı..
Turkcell Süperlig başladı başlamasına ama kulüpler borç batağında. Büyükler pahalı transferlerden (Transfermarkt.de sitesine göre Süperlig transfer harcamalarında 300 milyon Euro açık verdi), küçükler ise kaynaksızlıktan zor durumda kalabilir (icraya düşmüş borçları 88 milyon TL'ye ulaştı). Ocak 2010'a ertelenen ihale yüksek fiyatla sonuçlanırsa kulüplere ilaç gibi gelecek. Nitekim Fenerbahçe ve Galatasaray'ın başkanları geçen ay ihalede bedelin en az 400 milyon dolar (şimdikinin dört katı) olması gerektiğini savunup bu rakamın altında kalınırsa havuzdan çekilme tehdidinde bulundu. Basında çıkan haberlere göre federasyon televizyon, internet ve 3G üzerinden yayınların ayrı ayrı ihale edilmesi için çalışıyor. Bu yolla yayın gelirlerinin, havuz sisteminin uygulandığı İngiltere, Almanya ve Fransa liglerinin seviyesine yükseleceği umuluyor. Ama bir hesap hatası yapıyor olabilirler. Zira bu üç ülke yayın haklarını rekabeti arttırmak için değil AB rekabet yasaları yayınların tek yayıncıya devrini yasakladığı için başvurdu. İngiliz Premier Ligi, 2004'e kadar bütün canlı yayın haklarını BSkyB'ye satmış ama oluşan tekele AB dur demişti. Bunun üzerine yayın haklarını bu sezonun sonuna kadar altıya, 2010'dan 2013'e kadar da 11'e bölüp (6 paket canlı TV yayını, 3 paket açık kanalda özetler, 1 paket internet yayını ve 1 paket de cep telefonu yayınları) toplam 2,08 milyar Euro'ya sattı. Ama yayın geliri bir önceki ihaleye göre sadece yüzde 4.25 artarken, çok pakete rağmen sistemde tekelleşme arttı. Önceki ihalede canlı yayın haklarının dördünü BSkyB (toplam maçların yüzde 75'i), ikisini ise İrlanda merkezli Setanta almıştı. Geçen Şubat'taki son ihalede BSkyB, Setanta'dan bir paket daha koparıp maçların yüzde 92'sini elde etti. BSkyB ayrıca cep telefonu yayını haklarını da cebine koydu. Büyük umutlarla lige çıkarma yapan Setanta, yeterli aboneye ulaşamayıp kulüplere para ödeyemeyince son hakkını da kaybetti. Premier League, geçen ay bu hakları Amerikan ESPN televizyonuna sattı. Alman Futbol Federasyonu da 2006'da yediye böldüğü Bundesliga yayın haklarını, geçen yıl 18 pakete bölüp sattı ve 1.65 milyar Euro gelir elde etti. 2009-2012 dönemi yayın haklarına ilişkin paketlerden 13'ü televizyon, üçü web-tv, biri IPTV ve biri de cep telefonu şebekesi üzerinden yayınlara ilişkindi. Ancak Sky Deutscheland (eski adı Premiere) önceki yayıncı Arena yeterince abone bulamayıp iflasın eşiğine gelince, TV paketlerini yüzde 20 daha ucuza kapattı. Fransa Futbol Federasyonu da 2008 -2012 yayın ihalesinde paket sayısını arttırdı. Ancak sadece önceki ihaleye de katılan Canal Plus ve Orange yayın haklarıyla ilgilendi. Yayın gelirinde artış ise yüzde 2,17'de kaldı. Şifreli yayıncı Canal Plus dokuz paket için 465 milyon Euro, telekom şirketi Orange üç paket için 203 milyon Euro ödeyecek. Canal Plus 342 maçın (toplam maçların yüzde 75'i) Orange ise 38 maçın yayın hakkını aldı. Sonuçta Avrupa ligleri hızla tekellerin ve duopollerin eline düşüyor, takımlar liglerinin marka değeri sayesinde yüksek paralar kazanıyor. Yoksa yayın rekabetinden değil.
Mustafa Alkan/Newsweek Türkiye sy.42
Post a Comment